Kızlarımın On Yıl Sonra Mezun Olacakları Dünyada En Çok Hangi Becerilere İhtiyacı Olacak?

Yirmi yılı aşkın süredir, 4. sınıftan doktora seviyesine kadar farklı düzeylerde eğitim verdim. Bu yılların son on beşinde çalışmalarım, ortaya çıkan teknolojiler ve bunların sınıf içi ve sınıf dışı etkileri üzerine yoğunlaştı.

Bu alanda bana sık sık “uzman” deniyor.

Fakat ne kadar çok öğrenirsem, aslında ne kadar az bildiğimi o kadar fark ediyorum.

Belki de bu yüzden, araştırmalarımda ya da sınıfta karşılaştığım hiçbir soru beni şu soru kadar zorlamıyor:

Kızlarım mezun olup kendi dünyalarına adım attıklarında, onları en çok hangi beceri güçlü kılacak?

Bir eğitimci olarak bu soruyu profesyonel açıdan düşünüyorum.

Bir ebeveyn olarak ise her gün düşünüyorum.

Hızla Değişen Bir Dünyada Ebeveynlik

Kültürel olarak, bir Türk babası olarak, yönlendirme, kontrol etme ve emin bir şekilde yol gösterme içgüdüsüyle büyütüldüm. Babam bir öğretmendi ve ekonomik koşullarda ayakta kalmanın en güvenli yolu olduğu için benim de devlet okulunda öğretmen olmamı isterdi.

Zengin olmazsın ama aç da kalmazsın.

Ancak biliyorum ki bu yaklaşım, çocuklarımın büyüdüğü ortama ve dünyaya uygun değil. Onların kendi kişilikleri, kendi ilgi alanları ve dünyayı anlama biçimleri var. Benim rolüm, onları benim beklentilerime göre şekillendirmek değil; mutlu, sağlıklı ve başarıya kendi yollarından ulaşabilecekleri fırsatları, sevgiyi ve temeli sunmak.

Yine de zorluk çok gerçek.

Hiçbirimizin beklemediği bir hızda dönüşen bir toplumda yaşıyoruz. Teknoloji her şeyi değiştiriyor; çocukluğu bile. Kızlarımın benim yaşadığım dünyaya değil, onların yaşayacağı dünyaya hazır olmalarını istiyorum.

Bu yazıda gelecekle ilgili öngörülerimi ve onları buna hazırlamak için neler yaptığımı paylaşmak istiyorum.

Daha Yalnız Bir Gelecek

Teknoloji bizi olağanüstü şekillerde birbirimize bağlıyor, ancak aynı zamanda bizi yalnızlaştırıyor. Her yıl dijital araçlara bağımlılığımız daha da artıyor. Yapay zeka hayatımıza öyle sessizce yerleşti ki çoğu zaman farkına bile varmıyoruz.

  • kişiselleştirilmiş öneriler
  • sosyal medyada karşımıza çıkan içerikler
  • navigasyon uygulamaları
  • alışveriş tercihleri
  • uzaktan eğitim ve çalışma araçları

COVID-19 ile birlikte bu araçlar bir rahatlıktan çok bir zorunluluğa dönüştü. Artık günlük yaşamımızın temel bileşenleri oldular.

Bu araçlar elbette değer sunuyor, fakat aynı zamanda bizden bir şeyler alıyorlar.

Öğrencilere ve öğretmenlere sık sık hatırlattığım bir cümle var:

“Eğer bir ürün için para ödemiyorsanız, ürün sizsiniz.”

Peki görünmez algoritmaların ve sürekli dijital cazibelerin şekillendirdiği bir dünyada çocuklarımızı nasıl doğru yönlendiririz?

Gelecekte En Çok İhtiyaç Duyacakları İnsan Becerileri

Çocuklarımızı yalnızca işe değil, hayata hazırlamak istiyorsak, teknolojinin asla yerine koyamayacağı becerileri güçlendirmeliyiz.

  • İnsani bağ: Arkadaşlık kurmalarına, empatiyle iletişim kurmalarına ve başkalarıyla gerçekten birlikte olmalarına yardımcı olmak.
  • Duygusal ve sosyal gelişim: Gerçek sohbetlere, oyuna ve ekranlardan uzak aile zamanına alan açmak.
  • Eleştirel düşünme: Bilgiyi sorgulamalarını, kaynakları değerlendirmelerini ve algoritmaların yönlendirmelerinden çok kendi değerleriyle karar vermelerini öğretmek.
  • Bağımsızlık ve dayanıklılık: Sorun çözmeyi, sorumluluk almayı ve kim olmak istediklerini keşfetmeyi desteklemek.

Bu temeller olmadan, çocuklarımız kendilerini sürekli başka yöne çeken dijital bir dünyanın içinde kolayca kaybolabilirler.

Peki Ya Mesleki Gelecekleri?

İşin en karmaşık kısmı burası.

Önümüzdeki on yılda birçok kişi zorlanacak. Teknolojiyle yalnızca tüketici olarak ilişki kuranlar, anlamadıkları sistemler tarafından şekillendirilen birer veri kaynağına dönüşme riski taşıyor. Bu bireyler, üretici olmaktan çok “ürün” haline gelebilir.

Ama bir de başka bir grup olacak.

Yapay zekayı bilinçli bir iş birliği ortağı olarak anlayanlar.

Geleceğin başarılı profesyonelleri bu kişiler olacak:

  • Kararlarını güçlendirmek için yapay zekadan yararlanan doktorlar
  • Süreçleri optimize etmek için yapay zekayla birlikte çalışan mühendisler
  • Yapay zekaya ne zaman güveneceğini, ne zaman sorgulayacağını ve nasıl sorumlu şekilde kullanacağını bilen her alandan profesyoneller

Gelecek herkesin yapay zeka mühendisi olmasını gerektirmeyecek.

Fakat insanlar:

  • yapay zeka sistemlerini anlamalı
  • onların güçlü ve zayıf yönlerini tanımalı
  • bu sistemleri kullanırken kritik kararlar verebilmeli

Kısacası, yapay zeka okuryazarlığı ve insan muhakemesi, gelecek neslin en değerli becerilerinden biri olacak.

Son Söz

Bir baba olarak tüm cevaplara sahip değilim.

Fakat şunu biliyorum:

Kızlarım birbirlerine bağlı kalır, eleştirel düşünür, başkalarına değer verir ve dünyalarını şekillendiren araçları anlamayı öğrenirlerse, bu karmaşada kaybolmazlar. Kendi geleceklerine güvenle ve bilinçle adım atabilirler.

Trending